Yeni sayfanın başlığı
1. VÜCUT TEMİZLİĞİ
Kişinin günlük hayatını ve iş hayatını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için, mutlaka
kişisel temizliğine dikkat etmesi gerekir. Kişisel temizliğimizin başında da vücut temizliği gelmektedir.
Kişisel temizlik ile pek çok hastalığın önüne geçilmektedir. ( Örnek vermek gerekirse, ishalli
hastalıklar, soğuk algınlıkları, mikrobik hastalıklar, mantar, uyuz ve bitlenme gibi parazitlerle oluşan
hastalıklar ve bazı alerjik hastalıklar sayılabilir.) Vücut temizliğinin doğru yapılması bir çok deri
sorununu ve hastalığını önleyici ve ortadan kaldırıcı bir önlemdir.
Kişisel temizlik alışkanlıklarının önlediği diğer bir sorun vücut kokusudur. Vücut kokusu vücut yüzeyinde
bulunan mikropların (bakterilerin) teri parçalamasına bağlı olarak meydana gelmektedir. Vücut kokusunu oluşturan kıl köklerinin yoğun olduğu
kasık ve koltuk altları uygun yöntemlerle temizlenmelidir.Banyo yapılamadığı durumlarda
koltuk altı önce sabunlu bir bezle, sonra su ile iyice silinmeli ve temizlenmelidir.
Vücudun terleme oranının artması kokunun da artması anlamına gelecektir. Ancak
insan bir süre sonra kendi kokusuna duyarsızlaşır. Yoğun bedensel çalışma vücuttan çıkan
ter miktarının artmasına sebep olmaktadır. Bedensel etkinliği fazla olmadığı halde, bazı
bireylerin ter bezi salgısı fazla olabilir. Bu durum özellikle ergenlikte ortaya çıkar,
Deodorantlar kokuyu sadece maskelerler. Bu sebeple temizlik aracı olarak değil,
geçici bir uygulama olarak değerlendirilmelidirler.
Bunun için düzenli aralıklarla duş alınması ve banyo yapılarak vücut temizliğinin yapılması sağlanmalıdır.
1.1. Banyoda Kullanılacak Şampuan, Sabun, Lif ve Havluların Hazır Hale Getirilmesi
Gelişmiş toplumlarda kişisel temizlikte en fazla kullanılan malzemelerin başında su ve
sabun gelmektedir . Su ve sabun olmadan temizlikten bahsetmek mümkün
değildir. Bunun yanı sıra havlu, bornoz,şampuan, banyo köpüğü, vücut losyonları, banyo süngerleri, lifleri, vücut duş
fırçaları, ilk akla gelen temizlik araçlarıdır. Bunların tümü başkalarıyla paylaşılmaması gereken, kişisel temizlik araçlarıdır.
Banyo veya duş için hazırlık yapılırken kişisel (size özel) temizlik araçları itinayla seçilmelidir. Havlular
özellikle toplu yaşanan yerlerde tek kullanımlık olmalı ve her banyoda temiz havlu kullanılmalıdır.
1.2. Saç ve Vücudun Yıkanması
Saçlar baş derisinde bulunan kıl köklerinden uzayarak büyüyen kıllardır. Kıl
köklerindeki bezlerden salgılanan maddeler yağlı yapıdadır. Sağlık yararı dışında saçların
temizlik ve düzeni insanlar arasındaki ilişkilerde ve kendini iyi hissetmede etkisi olan olumlu
dış görünüş açısından da önemlidir.
Hizmet sektöründe çalışan personelin dış görünüşünün bir kısmını oluşturan saçların
yıkanması (temiz görünmesi) son derece önemlidir. Sağlıklı saçlara sahip olmak için,
Normal bir saçın haftada en az bir ya da iki kez yıkanması gerekir.(Yağlı saçlar
ise daha sık yıkanmalıdır.)
Suyun sıcaklığı iyi ayarlanmalıdır.
Sabun ve şampuan seçiminde saç tipine özel , alerjik reaksiyonlara sebep
olmayan , güzel kokulu olanlar tercih edilmelidir.
Saç diplerinde kepek varsa, sık sık ve çok sıcak olmayan su ile yıkanmalı, iyi
durulanmalı, (kepek sorunu ileri boyutta ise hekim önerisine başvurulmalıdır.)
Saçlar temiz ve bol su ile durulanmalıdır.
Saçların kurulanması için seçilen havlu yumuşak olmalıdır. ( Sert havlular ve
ovalama fazla yapılırsa saçlarda kırıklar oluşur.)
Saçlar elektrikli kurutucularla kurutulabilir; ancak, kurutucunun saça çok yakın
ve sıcak olmamasına özen gösterilir.
Saç temizliğinde kişisel olarak kullanılan fırça ve taraklar sık aralıklarla sıcak
sabunlu su ile yıkanmalı ve durulanmalıdır.
Başta kişinin kendi sağlığı olmak üzere, başkalarının da sağlığını korumanın en
önemli aracı temizliktir. Mümkün olduğunca sık yıkanmak gerekir. Özellikle deri yüzeyinde
bulunan mikropların, yığılan kirlerin, ter ve diğer bileşiklerin uzaklaştırılması ve dökülen
yüzeysel hücrelerin atılması için de bu uygulama gereklidir.
Vücut temizliğinde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta toz ve kirle kapanan
gözeneklerin açılarak oksijen almasını sağlamaktır.
Yıkanma, su ve sabun kullanarak derinin ovulması ve kirin akıtılmasıdır.
Yıkanma sırasında yıkanmayı kolaylaştıracak araç ve gereçlerden yararlanılabilir.
Lifler sabunun vücuda daha etkin olarak uygulanmasını sağlamaktadır dolayısıyla, kolay
köpüren malzemelerden ve uygun büyüklükte seçilmelidir. Sırt bölgesinin sabunlanmasında
uzun saplı banyo fırçalarından yararlanılabilir. Uzun saplı banyo fırçası ile vücuda ıslak ve
kuru fırçalama uygulanır. Bu uygulama gözeneklerin açılıp cildin derin temizliği sağlar ve
kan dolaşımını hızlandırarak pürüzsüz bir cilde sahip olmanıza yardımcı olur.
Kese geleneksel yıkanma araçlarındandır. Derideki döküntü hücrelerin
uzaklaştırılmasına ve bir dereceye kadar deri dolaşımına yardımcı olabilir. Ancak soyucu
etki yapacak şiddette kullanılmamalıdır. Cildinize uygun bir banyo sabunu veya vücut
şampuanı kiri ve ter kokusunun temizler.
Her banyodan sonra iç çamaşırları ve giysiler değiştirilmelidir. Çeşitli sebeplerden
dolayı banyo yapılamadığı durumlarda da iç çamaşırlarının sık olarak değiştirilmesi
gerekmektedir. Spor ve aşırı yorucu işler yaparak fazla terlenildiği durumlarda muhakkak
banyo yapılmalı ve iç çamaşırları değiştirilmelidir
Öncelikle personelin, duş problemi olmamalıdır. Özellikle hizmet sektöründe,
insanlarla daha yakın çalışılan, hijyen gerektiren mesleklerde her sabah işe başlamadan önce
duş alınması gereklidir. Her gün alınan duş kiri uzaklaştırmasının yanında, size hoş bir koku verecektir.
Kullanılan banyo malzemeleri işi bitince kaldırılmalı, kirlenen havlular değiştirilmeli
ve her duştan sonra kullanılan lif temizlenmelidir.
1.3. Banyo Yapılan Mekanın Temizlenmesi
Banyolar ıslak ve sıcak olduğu için temizlenmedikleri zaman bakteri ve haşerelerin
kolayca üredikleri yerlerdir. Mantar vb. deri hastalıkları kirli banyolardan insanlara
bulaşarak yayılabilir. Özellikle toplu yaşanan yerlerde periyodik olarak temizleyici
kimyasallarla banyoların temiz kalması sağlanmalıdır. Banyo ve tuvalet ve lavaboların
temizliğinde aşağıdaki sıra izlenmelidir.
Önce görünür kirler ıslatılarak temizlik fırçalarıyla temizlenir.
Toz ya da sıvı, ovucu bir deterjanla önce fırçalanarak temizlenir ve su ile
durulanır. Musluk başları da toz ya da ovucu bir deterjanla, başka bir fırça ya da
bez kullanılarak temizlenir. Sabunlukların dış yüzey temizliği her temizlikte
yerine getirilmelidir. Sıvı sabunlar bittiğinde sabunluklar fırçalanarak
temizlenip kurulanmalı ve bu işlemlerden sonra yeniden doldurulmalıdır.
Evyelerin dışında kalan yer ve yüzeyler yukarıda belirtildiği gibi temizlenir.
Tuvalet ve lavabo fırçaları ayrı olmalı, başka yüzeylerde kullanılmamalı ve
temas ettirilmemelidir.
Temizlik sırasında kullanılan malzemeler ve bunların bakımı da özen ister.
Temizlik sırasında eldiven kullanmakta yarar vardır. Burada amaç el cildinin
korunmasıdır. Eldiven giyilmeden önce eller kurallara uygun olarak yıkanır ve
kurulanır. Kirliliğin yayılmasının eldivenler aracılığıyla olabileceği
unutulmamalıdır. Atık bulaşmış eldivenler, kendileri de birer bulaştırıcı araç
olurlar. Bu yüzle temizlik sırasında eldivenler, faraş ve fırça gibi bir araç
kullanmadan doğrudan, atıklarla temas ettirilmemelidir.
Deterjanların doğa kirliliğinde önemli payı olduğu bilinmektedir. Bunun için
gereksinimi karşılayacak en az miktarda kullanılmasına özen gösterilmelidir.
Durulanarak yüzeylerde bulanık görüntü yapmayacak şekilde temizlenirler.
Temizlik bezleri ısıya dayanıklı, tüy bırakmayacak, yumuşak pamuklu
kumaşlardan yapılmış sağlam bezler olmalıdır. Kuru ya da nemlendirilmiş
olarak, kirlendikçe su ve sabun ya da deterjanla temizlenip durulanarak kullanılır.
Temizlik fırçaları esnek ve hareketli ancak kuvvet uygulayacak kadar sağlam
ve ısıya dayanıklı olmalıdır. Bu özellikleri bozulduğunda kullanılmayıp yenilenmelidir.
2. EL VE AYAK BAKIMI
Eller iletişim esnasında en önemli unsurlardan biridir. Kışın soğukla, yazın da sıcakla
her an temas halinde olan eller ve tırnaklar, en çok yıpranan ve yaşımızı ele veren
organlarımızdır. Ellerin ve tırnakların dayanıklı olmaları için bakımlarına özen gösterilmesi
gerekiyor. Bütün gün bizi taşıyan ve ayakkabı içinde kapalı kalan ayaklarımızın
dinlendirilmesi, temizlenmesi sağlığımız için şarttır.
Bayanların ellerine ve ayaklarına daha fazla önem verdikleri düşünülürsede
günümüzde erkeklerinde bayanlar kadar önem verdikleri görülmektedir. Sağlık açısından
herkesin el ve ayak bakımına önem vermesi doğru olur.
2.1. El ve Ayak Tırnaklarının Uygun Şekilde Kesimi ve Bakımı
Tırnağın etten ayrıldıktan sonraki bölümünün altında kir ve yağ kolayca birikir. Ayrıca
burada mikroplar barınabilir, bağırsak parazitlerinin yumurtaları da bulunabilir. Tırnakların
düzenli kesilmesi, banyo yaparken de tırnak fırçası ile fırçalanarak temizlenmesi gerekir.
Tırnak yemek, bu sebep de sağlığa zararlı bir alışkanlıktır.
El tırnakları yarım ay biçiminde, ayak tırnakları ise düz olarak kesilir. Ayak
tırnaklarının yarım ay biçiminde kesilmesi tırnak batmalarına sebep olabilir
Ayak tırnaklarınızı keserken; düzgün kesebilmek için mutlaka önce ıslatın ve çok
fazla dipten kesmemeye dikkat ediniz. Eğer tırnağınızı fazla derinden keserseniz, etinize
gömülüp tırnak batmasına sebep olabilir. Batan ayak tırnakları kapalı ayakkabılar içerisinde
kaldıkça büyük problemlere yol açar.Uzman kişiler tarafından tedavi edilmelidir.
2.2. El ve Ayakların Yıkanması
Günlük hayatta en fazla kirlenen organların başında eller gelmektedir. Kirli yüzeylere
sürtünen ve dokunan ellerin yıkanmadıkları sürece birer mikrop barınağı olmaya başladığı
bilinmelidir. Bu sebeple ellerin düzenli olarak yıkanması gerekmektedir. Ellerin temizliğinde
sıcak su kullanılmalı ve eller dirseğe kadar yıkanmalıdır.
İmkan bulunan her ortamda eller akar su altında sabunla, el sırtı, avuç içi ve parmak
araları köpüklerle kaplanıp 15 saniye ovuşturularak (yavaşça 15'e kadar sayarak bu süre
belirlenebilir) yıkanmalı, durulanmalı, başkası tarafından kullanılmamış havlu, kâğıt havlu
ya da kâğıt mendille kurulanmalıdır. Kurulama imkanı yoksa elleri bir yere sürmek yerine
havada kendiliğinden kurumasını sağlamak en doğru davranıştır.
Ellerimizi ne kadar sıklıkla yıkamalıyız
1. Yemeklerden önce ve sonra
2. Yemek hazırlamadan önce ve sonra
3. Diş, ağız, yüz, göz temizliği yapmadan önce
4. Tuvalet ziyaretinden önce ve sonra
5. Kirli, tozlu bir işi tamamladıktan sonra
6. Dışarıdan eve ve işe geldikten sonra
8. Hasta olan bir yakınımızı ziyaretten sonra
9. Yukarıdakilere uyan hiçbir iş yapılmasa dahi gün içinde çeşitli saatlerde her
zaman temiz görünecek şekilde yıkanmalıdır.
Ayaklarımızı her günün sonunda, ayakkabımızı ayağımızdan çıkardığımızda, soğuk su
ve sabunla dize kadar yıkayıp ayak havlusu ile kurulamalıyız. Soğuk su bütün gün yorulmuş
olan ayaklarımızda kan dolaşımını hızlandırarak ayağı dinlendirir. Daima temiz ve pamuklu
çorap giyilmesi ayak sağlığı için gereklidir. Ayaklar düzenli olarak yıkanmalı, her
yıkamadan sonra parmak araları havlu hatta saç kurutma aracı ile iyice kurutularak mantar
enfeksiyonları için ortam oluşması önlenmelidir. Ayak havluları ellerin kurulanmasında
kullanılmamalıdır. İş yerinde giydiğiniz ayakkabı gün içinde bir kez veya, her gün
değiştirilerek giyilmeli, bu hem ayak sağlığı için, hemde ayakkabının az yıpranması için önemlidir.
MANİKÜR YAPIM AŞAMALARI
1. Kremle ve solüsyonla tırnak etlerini yumuşatma ve masaj
2. Ele bakım kürü uygulanması, yumuşayan tırnak diplerinin açılması ve törpüleme
3. Tırnakları fırçalayarak düzeltme ve ölü tabakayı tamizleme
4. Tırnak bakım cilası ve gerekiyorsa oje sürülmesi 5. Manikür seti
2.3.Ayak Bakımı ve Sağlığı
Ayaklar her gün çorap ve ayakkabı içerisinde terlediğinden düzenli olarak
yıkanmalıdırlar. Yıkanma işlemi yapılmaz ise çevreyi rahatsız edecek kokular, daha sonra da
ayak sağlığını bozabilecek nasır gibi sorunlar ortaya çıkabilir.
Ayak sağlığı ve temizliği için kullanılan çorap ve ayakkabı da önemlidir. Özellikle
çorapların pamuklu olması ayak sağlığı için tercih sebebidir. Çorapların temiz olması ve
günlük olarak değiştirilmesi gerekmektedir.
Çalışma esnasında rahat, ortopedik, su geçirmeyen ve kaymayan ayakkabı
giyilmelidir. Ayağınızda olabilecek kesik, yanık ve yaralanma gibi durumlarda yöneticinize
haber vererek doktora başvurunuz.
Kapalı ayakkabılar içerisinde sıkışıp kalan ayaklarınızın zaman zaman rahat bir nefes
alması için: sıcak bir ayak banyosu ile yumuşattıktan sonra, katı ve sert kıllı bir fırça ile
fırçalayarak masaj yapın. Topuklar ya da ayağınızın altı gibi daha sert bölgeleri ise ponza
taşı ile keseleyin. Son adım olarak esanslı yağ ile ovarak ferahlatın.
Ayak problemlerinin en önemlisi nasırlardır. Öncelikle nasır oluşumuna sebep olan
ayakkabıdaki problem giderilmelidir. Aksi halde nasır sürekli tekrarlar. Ayaklarınızı,
içerisinde şampuan bulunan ılık suda on dakika bekletin. Ayak derisini yumuşatmak için,
sudan çıkarttığınız ayaklarınıza bitkisel yağlar ya da kremlerle masaj yapın. Daha sonra
ponza taşı ile ayaklarınızı ovun. Nasırın üstüne vazelin sürün. Eğer acı devam ediyorsa
mutlaka bir doktora görünün.
PEDKÜR YAPIM AŞAMALARI
1. Ayakların ılık şampuanlı suda yumuşatılması, etlerin ve tırnakların kesilmesi
2. ayakların vazelinle ovularak masaj yapılması, topuktaki sert ve ölü kısmın temizlenmesi
3. Tırnak bakım cilası ve gerekiyorsa oje sürülmesi
2.4.El Bakımı ve Sağlığı
Bakımlı olmanın en büyük göstergelerinden biri tırnaklardır. Bir bayanın elleri ne
kadar güzel olursa olsun tırnaklarının şekilsiz ve kırık olması, bu güzelliği gölgeleyecektir.
Bu yüzden ellerin bakımı yapılırken tırnaklar ihmal edilmemelidir.
Kimse çatlamış, uçları bozulmuş ojelerle, etleri çıkmış, boyları birbirini tutmayan
tırnaklarla dolaşmayı istemez. Kimisi bu işi güzellik salonlarında halletseler de, basit bir
tırnak bakımı herkesin yapabileceği bir iştir.
İşe tırnakları ve etleri yumuşatmak için elleri bir süre ılık, tercihe göre sabunlu ya da
kremli bir suda bekleterek başlayın. Yumuşayan etler iyi bir makasla kolaylıkla alınabilirler
ancak fazla derinden almamaya dikkat edin. Bu işlemi yaptıkça el alışkanlığı kazanacaksınız,
ayrıca etleri tırnak diplerine doğru itmekle yetinebilirsiniz.
Tırnaklarınızı törpülemeden önce istediğiniz uzunlukta kesin. Eğer kırılmış bir
tırnağınız varsa diğerlerini de aynı oranda kısaltın, çok uzun tırnaklar arasında birinin kısa
olması daha çok göze batar. Hatta bu durumda koyu ojeler yerine beyaz, açık pembe ya da
ten rengi gibi daha az dikkat çeken renkleri tercih edin.
Törpülerken fazla sivri yapmaktan kaçının ama ille küt tırnaklardan hoşlanmıyorsanız
önce küt törpüleyin sonra köşeleri yuvarlatın.
Tırnakların sararmasını önlemek için; tırnaklarınızı birkaç dakika limonlu suda
bekletiniz. Tırnaklarınızın kırılmasını önlemek için, tırnak diplerine vazelinle masaj
yapılmalıdır. Vazelin, kolayca emilip cildi nemlendirir ve tırnakların güçlü olmasını sağlar.
Tırnaklarınızın bakımlı görünmesini sağlamak için ise, sık aralıklarla manikür yapmalı,
ayrıca bir parlatıcı veya ojeyle tırnaklarınızın canlı ve bakımlı bir görünmesini sağlamalısınız.
Kış aylarında elleriniz çabuk kuruyor ve çatlıyorsa, kuruyan elleriniz için doğal bir
maske kullanarak ellerinizi nemlendirebilirsiniz. (Örneğin: Bir haşlanmış patatesi ezip, içine
biraz vazelin ve kuru papatya çiçekleri katarak hazırlanan karışımı ellerinize sürüp, pamuklu
bir mendile sararak yarım saat kadar bekleyiniz, ellerinizin yumuşak ve pürüzsüz olacaktır.
Ayrıca sürekli olarak yanınızda bulunduracağınız koruyucu ve besleyici bir el krem
ellerinizi nemlendirmede oldukça etkili olacaktır. El kremini gün içinde az ama sık sürün.
Bilekten başlayarak parmakların eklem yerlerine kadar dairesel ve özenli hareketlerle masaj yaparak yedirin.
Eğer ellerinizde istenmeyen enfeksiyonlar, kesik, yanık gibi durumlarda yöneticinize
haber vererek doktora başvurunuz. Ellerinize zarar getirebilecek bir iş gerçekleştiriyorsanız,
mutlaka eldiven kullanınız. Elinize asit vb. kimyasal maddeleri değdirmeyiniz.
3. AĞIZ VE DİŞ BAKIMI İLE SAĞLIĞI
Dişler, sindirim sisteminin başında besinlerin ufalanıp parçalanmasına, koparılmasına
yardım ederler. Kendini çevreleyen destek dokularını korur ve gelişmelerini sağlar.
Diş ve diş eti hastalıkları ülkemizde ve dünyada en önemli sağlık sorunları
arasındadır. Ağızdaki olumsuzluklar diş sağlığının bozulmasına, sindirimin olumsuz
etkilenmesine yol açar. Dişlerin besinlerin parçalanması, öğütülmesi görevlerinin yanı sıra
konuşmada ve görünümümüzde önemli etkileri vardır. Konuşmayı ve seslerin doğru bir
şekilde çıkmasını sağlayan dişler, estetik olarak yüzle bir bütünlük içindedirler. Dişleri
eksilmiş kişilerin bazı sesleri çıkarabilmeleri zorlaşır,
Ağız ve diş sağlığında en önemli iki hastalık; diş çürükleri ve diş eti
iltihaplanmalarıdır. Diş sağlığının bozulması vücuttaki diğer organları da etkileyebilir. Dişler
neredeyse bütün sistemleri olumsuz etkileyerek kalp, böbrek, eklemler vb. yapılarda önemli
sağlık sorunlarına yol açabilen enfeksiyonlara sebep olabilirler.
Ağız ve dişlerin görevlerini tam olarak yapabilmeleri durumu "ağız ve diş sağlığı"nın
varlığını gösterir. Dişler düzenli olarak fırçalanır ve bakımlarına özen gösterilirse, diş çürüğü
ve diş eti hastalıkları oluşmaz. Diş çürüğü, dişte oyuklar yaparak dişin yapısını bozan ve
kendi kendine iyileşmeyen bir hastalıktır.
Çalışma alanı müşteriyle birebir karşılaşmayı gerektiren hizmet personelinin ağız ve
diş bakımı ve sağlığını çok fazla önem vermesi gerekir.
3.1. Uygun Diş Fırçası ve Macununun Seçilmesi
Gerek diş fırçası ve gerekse diş macunun seçimi yapılırken onaylanmış ve diş
hekiminin tavsiye ettiği ürünleri satın almaya özen göstermeliyiz.
Diş fırçası satın alırken,
Diş fırçanızı en fazla 6 ayda bir değiştiriniz. (Diş fırçanızın bozulduğunu kıl
demetlerinin birbirinden ayrılmasından, dağılmasından, sağa sola eğilmesinden
kolayca anlayabilirsiniz.)
Ağzın ulaşılması zor yüzeylerine erişmemize yardımcı olacak şekilde
tasarlanmış kıllara sahip olmasına dikkat ediniz.
Diş fırçasının başlığının büyük olmamasına dikkat ediniz.(Ağız içinde kolay
hareket edebilmesi için.
Diş ve diş etlerinizi zedelemeyecek yumuşaklıktaki kıllı diş fırçalarını satın
alınız. En uygun olanı naylon ve orta sertlikteki fırçalardır.Sert kıllı fırçalar diş
minelerine zarar verebilir.
Islakken bile kaymayan, rahatça kavranabilen saplı diş fırçalarını seçiniz.
Eğer mekanik (elektrikli-şarjlı- pilli) bir diş fırçası satın alacaksanız;
ileri geri ve sağa sola hareket teknolojisi ile çalışan diş fırçaları tercih ediniz.
Çünkü bu tip diş fırçaları bakteri plağını temizlemede ve diş iltihabını
azaltmada manuel diş fırçalarından hem kısa sürede hem de uzun vadede
daha etkili olurlar.
Diş macunu seçiminde,
Ağız yapısı diştaşı oluşumuna yatkın olan kişiler tartar önleyici özellikte diş
macunu seçmeye dikkat edilmelidir.
Ağız yapısı çürük oluşumuna yatkın olan kişiler ise fluorid içeren diş
macunlarını tercih etmelidirler.
Belirli aralıklarla farklı özellikte macun seçilerek her birinin içinde bulunan
farklı maddelerden dişlerin yararlanması sağlanmalıdır.
Ağza ferahlık hissi veren macunlar seçilmelidir.
Beyazlatıcı, ağız gargaraları vb. maddeler diş hekiminin tavsiyesi alınmadan
uzun süreli kullanılmamalıdır.
3.2. Yemeklerden Sonra Tekniğine Uygun Olarak Dişlerin
Fırçalanması
Diş fırçalamadaki amaç mekanik olarak besin artıklarını ağız ortamından
uzaklaştırmaktır. Doğru fırça ve macun seçimi yapıldıktan sonra dişlerin fırçalanması
aşamasında aşağıdaki hususlara dikkat etmede yarar vardır.
1- Diş fırçasını ıslatılmamalıdır.
2- Diş fırçası üzerine nohut büyüklüğünde diş macunu konulur.(Fazla macun
konulursa dişlerin daha temiz olacağı düşüncesi doğru değildir.)
3- Diş fırçası 45 derece eğimle diş ve dişetlerinin üzerine konur.
4- Dişeti hizasından başlanarak ağız boşluğuna doğru küçük dairesel hareketlerle
fırçalama işlemine başlanır.
5- Fırçalama esnasında normal düzeyde kuvvet uygulanmalıdır.Fazla kuvvet
uygulamak dişlerin iyi temizleneceği anlamına gelmez bilakis dişlerde geri dönüşü
olmayan madde kayıplarına ve diş eti çekilmelerine sebep olur.
6- Alt ve üst dişler ayrı ayrı fırçalanmalıdır. Üst çenede üstten aşağıya , alt çenede
aşağıdan yukarı süpürge hareketi yapılarak dişetlerine masaj yapılır.
7- Dişlerin yanağa, dudağa dil ve damağa bakan yüzeyleri aynı şekilde fırçalanır.
8- Çiğneyici yüzeyler ileri geri hareketlerle fırçalanır .(Çiğneyici yüzeyler ihmal
edilirse, azı dişlerinin üzerinde fissür denen girinti ve çıkıntılara besinler yapışır ve
çürük oluşması kaçınılmazdır.)
9- Dil yüzeyinin fırçalanması ile işlem bitirilir.
10- Fırçalama işlemi en az 2-3 dakika sürmelidir.
Sağlıklı diş etleri fırçalama sırasında kanamaz. Diş fırçası kişiye ait bir araçtır,
başkalarıyla paylaşılmaz. Diş fırçaları birkaç ayda bir, en geç altı ayda değiştirilmelidir.
Gerektiğinde ara yüzlerin etkin olarak fırçalanmasını sağlamak üzere ara yüz fırçaları
kullanılır. Bunun dışında diş aralarında kalan yiyecek artıklarının uzaklaştırılması ile ilgili diş ipi kullanılır.
Diş İpi Kullanımı
Dişler fırçalandıktan sonra diş ve diş eti çizgisi ile dişler arasında kalan yemek
artıklarının temizlenmesi için diş ipi kullanılır. Bu artıklar en önemli çürük sebeplerindendir.
1. Otuz santimetre kadar diş ipi alınır. Diş ipinin bir bölümü bir elin orta parmağına
diğer ucu da diğer elin orta parmağına dolanır. İpin bir bölümü ortada kalmalıdır. Ortada
kalan ip bölümü işaret parmağı ile geriye doğru itilir.
2. İp, dişler arasından geçirilir. Bu hareket sırasında sert olunmamalıdır. İp diş etine
kadar indirildikten sonra ağız boşluğuna doğru diş aralarını sıyıracak biçimde indirilir. Bu
sırada diş etinin kesilmemesine özen gösterilmelidir.
3. Aynı uygulama diğer bir parça ip alınarak alt dişler için de tekrarlanır
3.3. Ağız Kokularına Karşı Alınması Gereken Önlemler
Ağız kokusu ne kadar bakımlı olursanız olun, insanların sizden uzaklaşmasına yol
açacak kadar ciddi bir problemdir. Hem özel hayatınızı hem de sosyal hayatınızı olumsuz olarak etkiler.
Ağız kokusu % 90 oranında ağız içi sebeplerden kaynaklanır.
Düzenli ağız bakımı yapılmazsa, yiyecek artıkları dişler arasında, dilin ve
dişetlerinin üzerinde birikerek ağızda kalır ve bir süre sonra kokuya sebep olur.
Dişeti hastalığı sonucu meydana gelen derin dişeti ceplerine tam olarak ulaşılıp
temizlik sağlanamazsa bu cepler ağız kokusuna sebep olur.
Ağızda bulunan çürük dişler, taşkın ve komşu dişlerle kontağı olmayan
dolgular, anormal diş temasları ve diş morfolojisinin kaybı, yiyeceklerin bu
bölgelerde birikmesine sebep olarak ağız kokusu oluşturur.
Uyumsuz ve kötü kullanılan protezler ağız kokusuna sebep olur.
Ağız içindeki tümörler ağız kokusuna sebep olabilir.
Sarımsak, soğan gibi kötü kokulu yiyecekler yendiğinde, vücut bu gıdayı
elimine edene kadar kötü koku ortadan kalkmaz
Ağız kokusu sosyal hayatta bireyin hem kendisini hemde çevresini rahatsız edici bir
durum olduğu için ihmal edilmemelidir. Diş hekiminiz size ağız kokusunun sebebinin
belirlenmesinde yardımcı olur eğer sebep ağız içi kaynaklı ise bu sorununuzun
giderilmesinde gerekli tedavi planlamasını yapar.
Ağız kokusundan kurtulmak için,
Ağızdaki dişeti hastalıkları ve diş çürükleri tedavi edilmelidir.
Ağız ve diş sağlığına dikkat edilmeli, günde en az iki kez florürlü bir diş
macunu ile dişler fırçalanmalı ve günde bir kez dişipi kullanılmalıdır. Diş
fırçalama sırasında dilin de fırçalanması gerekir.
Kullanılan protezlerin bakımına özen gösterilmelidir.
Koku yapan yiyecekler yenilmemeli. (soğan sarımsak, kuru yemiş vb)
Eğer ağız ve dişlerinize yapılan müdahalelerden sonra hâlâ ağız kokusundan şikâyetçi
iseniz, diğer sebepleri de araştırmak ve zamanında önlem almak gerekir.
Ağız kokusunun ağız ortamı dışındaki sebepleri şunlardır.
Sinüs, bronş ve akciğer kaynaklı enfeksiyonlar ağız kokusuna yol açar.
Şeker hastalığında ağızda asetona benzer bir koku oluşur.
Karaciğer ve böbrek yetmezliği ağız kokusuna sebep olur.
Metabolik bozuklukların da ağız kokusuna sebep olabileceği belirtilmiştir.
Özellikle çocuklarda bağırsak parazitlerine bağlı olarak sabahları ağız kokusu görülebilir.
Diyet yapanlarda ve oruç tutanlarda düzensiz yemek yemeye bağlı olarak ağız kokusu oluşabilir.
3.4. Ağız ve Diş Sağlığı Kontrolleri
Diş hastalıkları ve diş sağlığının korunması açısından erken tanı çok önemlidir. Bu
sebeple yılda en az iki kez diş hekimine muayene olunması önerilir.
Diş çürümelerinin önlenmesinde sularda yeterli flor olması, düzenli olarak dişlerin
fırçalanması, diş ipi kullanılması, aşırı tatlı ve şekerli yiyeceklerden olabildiğince kaçınma
bunlar yendiğinde mutlaka dişlerin fırçalanması, diş hekimi kontrollerine gidilmesi temel
uygulamalardır. Diş eti hastalıklarının önlenmesinde de diş fırçalama ve düzenli diş hekimi
kontrolleri önemlidir.
Dişlerde gelişim bozuklukları varsa erken dönemde özel diş hekimliği dallarında
uzmanlaşmış birimlere başvurularak gerekli tedavi sağlanmalıdır.
Aşırı asitli ve şekerli yiyecekler mikroorganizmaların etkisini artırır. Dişler sert
cisimlerle karıştırılmamalı, fındık, ceviz vb. kabuklu yiyecekler dişlerle kırılmamalıdır.
Bunlar diş minesinin çatlamasına ve bakterilerin etkisinin artmasına sebep olur. Diş
minesinin koruyucu etkisi ortadan kalkar.
4. SAÇ BAKIMI
Saçlar baş derisinde bulunan kıl köklerinden uzayarak büyüyen kıllardır. Kıl
köklerindeki bezlerden salgılanan maddeler yağlı yapıdadır.
Sağlık yararı dışında saçların temizlik ve düzeni, insanlar arasındaki ilişkilerde ve
kendini iyi hissetmede ve olumlu dış görünüş açısından da önemlidir.
4.1. Saç Bakımı
Güzel ve bakımlı görünmenin ilk şartı pırıl pırıl, sağlıklı saçlara sahip olmak. Yazın
güneş, kışın soğuk hava saçların yıpranmasına sebep olur. Boya, perma, jöle, sprey gibi
kimyasal işlemler, fön, fırça vb. uygulamalarda saçı yıpratır. Saçları dinlendirmek ve
korumak için zaman zaman doğal bir tarz izlenmelidir.
Saçın canlı bir organizma olduğunu unutulmamalıdır. Yıpranmış saçlar için mutlaka
bir saç uzmanına başvurulmalı ve yağlanmanın, kepeklenmenin ve kırıkların sebepleri
araştırılıp çözüm yolları aranmalı ve bakım yapılmalıdır.
Sağlıklı saçlara sahip olmak için düzenli biçimde yıkamak gerekmektedir. Normal bir
saçın haftada en az bir ya da iki kez yıkanması gerekmektedir. Yağlı saçlar ise daha sık
yıkanmalıdır. Saçlar temiz su ile iyice durulandıktan sonra kurutulmadan önce nazik bir
biçimde taranmalıdır.
Saçların kurulanmasında yumuşak bir havlu kullanılmalıdır. Kurulama işlemi de
yumuşak olmalıdır. Eğer sert bir havlu kullanılır ya da çok şiddetli ovulursa saçların uçları
çatallanabilir. Saçlar elektrikli kurutucularla kurutulabilir. Ancak kurutucunun saça çok
yakın tutulmaması gerekmektedir. Bu durumda saçlı deri ve saçlar fazla sıcaktan olumsuz etkilenebilirler.
Saçların yıkanması için kullanılan sabunların ve şampuanların esasını kolay
çözünebilir özellikteki yağ eritici bir madde oluşturur. Şampuanlara ayrıca koku, renk ve
yoğunlaştırıcı maddeler eklenir. Bu ek maddeler saçlı deride tahrişe yol açabilir. Piyasada
bulunan şampuanlarda kullanılan bazı maddeler alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Bu
yüzden şampuan seçiminde, niteliği bilinmeyen maddelerden kaçınılmalıdır. Saç bakımı için
daha çok bitkisel özlü doğal şampuanlar kullanılmalıdır. Sık sık şampuan değiştirmek de saçı yıpratır.
Saç diplerinde kepek varsa, sık sık çok sıcak olmayan su ve sabunla yıkamak yararlı
olabilir. Saçlar bol su ile iyice durulandıktan sonra da kepeklenme önlenemiyorsa bir sağlık
kuruluşuna danışılmalıdır. Hekim önerisi dışında saçlar için yararlı olduğu ileri sürülen
maddeler güvenli olmayabilirler. Saç temizliğinde kişisel olarak kullanılan fırça ve taraklar
sık aralıklarla sıcak sabunlu su ile yıkanmalı ve durulanmalıdır.
4.2. İşe Uygun Şekil Verilmesi
Saç şekliniz kişiliğinizi yansıtır. Kişinin saç biçiminden herhangi bir kişinin tarzı,
kişiliği, yaşı, mesleği konusunda yorum yapabiliriz. Kadın veya erkeklerin saç şekilleri
meslekleri hakkında ip ucu verir. Örneğin, subay tıraşı, devlet memuru tarzı, öğretmen
modeli, hostes topuzu gibi…
İşimizi rahat yapabilmemiz için rahat, uygun saç kesimi yapılmalıdır. Kamu kurum ve
kuruluşlarında çalışan personelin kılık ve kıyafeti yönetmelikle belirlenmiştir. Asla çok
kabarık, dağınık model, alışılmışın dışında boyanmış saçlarla işe gidilmez. Kamu görevleri
dışında, klasikleşmiş model isteyen pek çok meslek grubuna rastlamak da mümkündür.
Örneğin: Servis ve bar personeli, mutfak personeli, diğer otel görevlileri (resepsiyonist, kat
görevlisi, door man, vb.) hostesler, çalıştıkları işletmenin istediği tarzda saç kesimi ve
modeli uygulamalıdırlar. Bu mesleklerde dağınık ve bakımsız saç uygun olmaz, erkeklerin
saçı daima kısa ve bakımlı, bayanların saçları kısa ise düzgün taranmış uzun ise toplanmış
ve bakımlı olmalıdır.
Mankenlik, stand hostesliği, satış elemanlığı gibi mesleklerde seçilen saç modelleri ve
saç rengi biraz daha gösterişli olmalıdır. Bu mesleklerdeki elemanlar yeniliklere açık olmalıdır.
Saç kesimi yüzün formuna göre yapılmalıdır. Dominant bir burun, çift çene ya da ince
bir boyun gibi özellikler, oval, uzun veya yuvarlak yüz hatları saç modelini ve kesimi
belirler. Saç kesimine karar verirken profosyenel kuaförlerden yardım almalı; kilo, boy,
giyim tarzınız, hatta kişiliğinizi bile konuşmalı, ona göre saç kesimi ve modeli yaptırmalısınız.
5. CİLT BAKIMI VE MAKYAJ
Cilt bakımı denildiğinde yüzümüzün görünen kısmının
bakımı anlaşılır. Çünkü görünen kısım en çok kirlenen ve yıpranan
kısımdır. Yüz bakımı, göz temizliği ve bakımını, kulak temizliği
ve bakımını, cilt temizliği ve bakımını, (erkeklerde) tıraş olmayı
kapsar. Bayanlarda temiz bir cilt, hafif makyaj, erkeklerde temiz,
tıraşlı yüz; bakımlı olmanın göstergesidir.
5.1. Cilt Bakımı
Yüz temizliği güzellik ve bakımın ilk adımıdır. Sağlıklı, ışıltılı ve taze bir cilde sahip
olmak için yüzü kirlerden, salgılardan ve makyajdan arındırmak alışkanlık haline
getirilmelidir. Yüz derisi ince ve hassastır. Vücudunuza oranla çok daha çabuk bozulur ve
yıpranır. Bu yüzden cilt temizliği yaşınız ve cilt tipiniz ne olursa olsun cilt güzelliğinizi
korumak için şarttır.
Her sabah yataktan kalkıldığında su ile yüzün yıkanması gerekmektedir. Gece
uykudan önce, yüzün sabunla yıkanarak temizlenmesi yüz derisi üzerindeki günün kirini
arındırır. Cildin doğal kimyasal yapısına uygun sabunlar veya temizleyiciler yüz temizliği
için tercih edilmelidir.
Bazen güzelliği daha belirgin hale getirmek için başta göz çevresi ve kirpikler olmak
üzere makyaj amacıyla yüze çeşitli maddeler sürülmektedir. Öncelikle bu maddelerin
kaliteli olması çok önemlidir. Bunlar göz çevresinde ve yüzde mikrobik ya da alerjik
sorunlarla yol açabilir.
Makyaj yapılıyorsa her akşam yatmadan önce muhakkak göz çevresinde ve yüzde
kullanılan makyaj artıkları uygun krem ve solüsyonlar kullanılarak ya da su ve sabunla
temizlenmelidir. Makyaj temizliğinde kullanılan malzemelerin niteliği de en az makyaj
malzemeleri kadar önemlidir. Bu tür malzemeler yeterince kaliteli olmadığında cildin
yıpranmasına, sivilce ve siyah noktaların oluşmasına hatta lekelenmelere yol açabilir.
Kulak temizliğinde kulak arkasının temizliği unutulmamalıdır. Kulak içine herhangi
bir cisim sokulmamalıdır. Dış kulak yolunun zedelenmesi tehlikeli iltihaplanmalara sebep olabilir.
Yüzde bulunan istenmeyen tüylerin uygun yöntemlerle alınması gerekir. Erkeklerde
burun, kulak, yanaktaki fazla tüyler bu işin uzmanlarınca temizlenmeli ve bakımsız bir
görüntü sergilenmemeli. Bayanlarda kaş, dudak üstü vb. genel görünümü bozan tüylerin
uzman kişilerce alınması gerekir. Kaş düzeltilirken yüzün şekline dikkat edilmelidir.
5.1.1. Erkeklerde Cilt Bakımında Yapılması Gerekenler
Bakım yapmanın kadınlara özgü olduğunu düşünmeyin, artık
erkekler de bakım yapıyor. Tıraş sonrası tahriş olan ciltler, yorgun
yüzler, siyah noktalar bakımı ihtiyaç haline getiriyor. Bakım bir
terapidir. Erkeklerin cildi kadınların cildine oranla daha kalın ve
dayanıklıdır ancak, erkek cildinin sakal ve tıraş yüzünden yıpranması
sebebi ile bakım yapılması gerekir. Günlük tıraşta yaralanma ve
enfeksiyon problemleri ile karşı karşıya olan erkek cildi, kadın cildine
oranla daha çok özen ister. Erkek ciltleri de kendi aralarında bireysel farklılıklar gösterir.
Sakal tıraşı aynı zamanda iyi bir cilt bakımıdır. Özellikle eski usül tıraş köpüğü ve
tıraş bıçağı kullanarak tıraş olanlar için, tıraş fırçası ciltte masaj etkisi yaratıyor; dokular
canlanıyor, kan dolaşımı hızlanıyor; ayrıca tıraş bıçağının sürtünmesiyle de her gün ciltteki
ölü hücreler döküldüğü için (yani peeling yapılarak) cilt yenilenmiş, canlandırılmış oluyor.
İyi seçilmiş bir tıraş sabunu yada yumuşak tıraş köpüğü tıraşın yıpratıcı etkisini ortadan
kaldırıyor; cildi yumuşatarak tahrişleri önlüyor ve cildi rahatlatıyor.
Tıraş olma olayının kendisi günlük bir bakımdır. Dolayısıyla tıraş olurken kullanılan
tıraş sabunları, losyonlar ve emülsiyon gibi yumuşak ve serinletici ürünlerin kullanımı bir
bakım oluşturuyor. Ama kozmetiklerden söz edecek olursak, erkekler ciltlerinin özel yapısı
sebebiyle yoğun içerikli, yağlı etkisi olan kremleri ciltleri için uygun olmaz. Bu sebeple
erkeklere özel kozmetik ürünleri genellikle serinletici etkisi olan ve yağ duygusu vermeyen
jel dokusundaki bakım ürünleridir. Birçok kozmetik markasının erkeklere özel bakım ürünleri var.
Enstitüler de erkeklere özel cilt bakımı programları uyguluyorlar. Bu bakımlarda
özellikle yağlı, yorgun ve donuk ciltlerin canlandırılmasına yönelik derinlemesine cilt
temizliği, masaj, maske ile toksinleri sürerek cilde renk getiren, tahrişleri onarıp cildi
stresten arındıran rahatlatıcı uygulamalara ağırlık veriliyor.
Erkekler için akne bakımı: Öncelikle hijyene daha çok önem verilmelidir. Ergenlik
çağındaki erkekler, katıldıkları sportif faaliyetlerin yoğunluğu yüzünden, yaşıtları olan
kızlardan daha fazla terlerler. Terlemenin ardından yüzün mutlaka yıkanması ve akneye
karşı dezenfektan uygulanması gerekli.
Bazı ilaç firmaları, akne tedavisi ilaçlarında, kızlar ve erkekler için ayrı formüller
uyguluyor. Erkeklerin kendileri için hazırlanmış formülleri kullanmaları daha iyi sonuç veriyor.
Sakal uzamaya başladığında, kıllar, akne iltihabının artmasına sebep olabiliyor. Bu
yüzden sık sık tıraş olmak gereklidir.
Tıraş sonrası bakım: Kullandığınız after shave parfüm ve alkol içermemeli. Alkol
cildin pul pul dökülmesine ve kurumasına sebep olabilir. Alkolsüz tonik veya after shave tercih edilmelidir.
Yüzün Tıraş İçin Hazırlanması
Yüzünüzde ortalama 15,000 kıl bulunur, bu kıllar günde 38 mm uzar. 15 yaşın
üzerindeki erkeklerin %90’ı istenmeyen kıllardan kurtulmak için düzenli olarak tıraş olur.
Tıraş ortalama 3 dakika sürerken, bir tıraş bıçağı da maksimum 9 kez kullanılır. Bu rakamlar
kullanıma ve cilt özelliklerine göre değişkenlik gösterebilir.
Erkeklerin %70’i ıslak tıraşı tercih eder. Islak ya da kuru tıraş, her ikisi de cildi
kurutur. Özellikle ıslak tıraşta, yani tıraş bıçağı ile tıraşta kıl kökleri, foliküller daha çok
travmaya maruz kalır. Bunun sonucunda kıl dönmeleri ve ihtilaplar ortaya çıkar. Bu cildi
rahatsız eder ve dış etkenlere karşı hassaslaştırır. Bu problemleri doğru bir bakım ile en aza
indirmek için her şeyden önce hijyene dikkat edilmesi gerekir. Kullanacağınız ürünlerin çok
az alkol içermesine ve tıraş kreminin ya da köpüğünün cilt tipine uygun olmasına dikkat etmek gerekir.
Tıraş bıçağı veya tıraş marinası ile tıraş olmanın cilt açısından pek farkı olmamakla
birlikte her iki halde de günlük tıraş cildi gerginleştirir. Ayrıca tıraşta meydana gelebilecek
problemleri de göz önünde bulundurarak, tıraşa iyi hazırlanmak gerekir. Nazik bir
temizlikten sonra, tıraş bıçağının kolayca kayması için sakalları yumuşatan bir şeye ihtiyaç
duyulur. Alkol, yumuşatmayı, kremli köpükse bıçağın kolay kaymasını sağlar. Cildinizin
tipine göre tıraş köpüğüne veya tıraş kremine karar verebilirsiniz.
Cildi köpürtmeden önce sıcak su ile durulayın. Sıcak su, sakalı yumuşatır ve cildin
gözeneklerinin açılarak sakalların kolayca kesilmesini sağlar. Mümkünse banyodan sonra
tıraş olun. Çünkü sakallar iyice yumuşamış olur ve daha iyi sonuç alırsınız.
Sıcak su ile durulanmış cilde, tıraş kremi veya tıraş köpüğünü iyice yayarak masaj
yapın. Tıraş köpüğü kullanılıyorsa ayrıca fırça kullanmak gerekmez. Köpük ıslatılmış avuca
sıkılarak yüze yayılır.
Erkeklerin Günlük Sakal Tıraşı
Sakal tıraşı işlem basamakları:
1. Tıraş malzeme ve aletlerini hazırlayınız.
2. Tıraş öncesi yüzü kontrol ediniz.
3. Sakalı yumuşatınız. (Sakalı tıraşı hazırlamak)
4. Sakalınızı kesiniz. (Favorilerden başlayınız, boyun ve çeneyi sona bırakınız)
5. Bıyığınızı düzeltiniz.
6. İstenmeyen kılları temizleyiniz.
7. Tıraş sonrası ortaya çıkan sorunları gideriniz.
8. Yüzünüzü yıkayınız.
9. Yüzünüze kompres yapınız .(Yüze buhardan geçmiş havlu uygulayınız)
10. Yüzünüze kozmetik ürünlerle masaj yapınız.
Tıraş olurken dikkat edilecek noktalar
Kolay bir tıraş için 3 ya da 2 bıçaklı tıraş makineleri tavsiye edilir. Tıraş
sırasında makinenizi sık sık sıcak su ile durulamak bıçaklar arasında köpük ve
kesilmiş sakalların birikmesini önler.
Çene ve boynun en son sırada tıraş edilmesi gerekir. Böylece su ve köpük,
sakalların en sert olduğu bu bölgeleri yumuşatmak için cilt üzerinde daha uzun süre kalır.
Sakalların büyüdüğü yöne doğru tıraş olursanız akne ve kıl dönmesi riskini önlersiniz.
Tıraş işlemi bittikten sonra cildin soğuk su ile durulanması gerekir. Soğuk su
cildin açılan gözeneklerini kapatarak, doğal dengesini tekrar bulmasını sağlar.
Yumuşak bir havlu ile hafifçe nemi alınan cilde mutlaka tıraş sonrası bir bakım ürünü sürülmesi gerekir
Elektrikli tıraş makinaları pratik tıraş için ayrı bir seçenektir. Günümüzün tıraş
makinaları, çok etkili ve kullanımı kolaydır. En iyi özellikleri de tıraştan sonra yüzü temiz
ve pürüzsüz olarak bırakmalarıdır. Tasarımda çeşitlilik göstermesine rağmen, elektrikli tıraş
makinalarının sahip olduğu temel bazı özellikler vardır. Hangi modelin size daha uygun
olduğunu belirlemek için; esneklik ve kontrol, farklı kesme seçenekleri, voltaj uyumluluğu
ve şarj süresi gibi özelliklerden yararlanabilirsiniz.
Losyon yada krem kullanımı
Tıraş öncesi bakım gibi tıraş sonrası bakım da cilt sağlığı için önemlidir. Birçok
erkek dezenfektan olsun diye kolonya ya da alkollü after shave kullanır; bu
cilde faydadan çok zarar verir. Çünkü alkol hücre öldürücü etkisi ile tıraşta
meydana gelen olası kesiklerin iyileşmesini geciktirir.
Kullandığınız “after shave” (tıraş sonrası bakım ürünü) parfüm içermemelidir.
Akneli ciltler, “after shave”lerin içerdiği alkole karşı oldukça duyarlıdır. Alkol,
cildin pul pul dökülmesine ve kurumasına sebep olabilir. Bu yüzden alkolsüz
tonikler tercih edilmelidir.
Tıraştan sonra cilt tipine uygun bir after shave hem cildi dinlendirir, hem de
besler. Jilet kesikleri ve tahriş olan cildinizin sağlık ve pürüzsüzlüğü için tıraş
losyonu kullanabilirsiniz. (Losyon: Günlük vücut bakımını sağlar. Cildi
nemlendirir, rahatlatır, yumuşatır. Cildin erken yaşlanmasını önler. Cildi
yumuşak ve pürüzsüz yapar. Güneş sonrasında kullanıldığında gergin ve tahriş
olmuş cildi nemlendirir, rahatlatır. )
5.1.2. Bayanlarda Cilt Bakımında Yapılması Gerekenler
Cildinizi yıpratan pek çok etken var. Uykusuzluk, hava kirliliği ve stresin cildinize
etkileri karşısında, doğru ve sürekli bir cilt bakımı uygulamanız gerekir. Cildinizin nemini
yitirmesi, kuruması, kırışması ve zamanından önce yaşlanması kaçınılmaz. Bu sebeple 20
yaşından itibaren, cilt bakımına başlanması doğru olur.
Cildinizin sağlığı, gençliği ve güzelliğinin ilk koşulu düzenli cilt temizliği yapmaktır.
Temiz bir cilt kirlerden tamamen arındırılarak rahat nefes alan bir cilttir. Bu da renginden,
pürüzsüz dokusundan ve ışıltısından belli olur.
Cilt kirliliğine yol açan sebepler:
Cildin kendisinden kaynaklanan doğal sebepler: ter gibi, yağ salgılanması gibi,
Çevreden kaynaklanan sebepler: Hava kirliliği, çeşitli gazlar, sigara dumanı, toz toprak vs.
Kullandığımız kozmetiklerin artığı (makyaj kalıntıları vs.).
Cildin yüzeyinde kirlerin birikmesi sonucunda cilt sağlıklı nefes alamaz, bu da
cildin su ve gaz değişimini engeller. Cildin en üst tabakası olan epiderma
koruyucu görevini yerine getiremez.
Cildin alt tabakalarında: Cilt yüzeyinde biriken kirler güneşin UV ışınları
etkisiyle okside olarak serbest radikallerin ve toksinlerin ciltten dışarı atılımını
engellerler. Üstelik derinlere giren toksinler cildin üst yüzeyine yayılarak hücre
fonksiyonlarını da bozarlar.
İşte bu yüzden cildin düzenli olarak kirlerden arındırılarak temizlenmesi gerekir. Bu
temizlik sayesinde cilt rahat nefes alacak, tıkanıklık olmayacağı için cilt pürüzsüz ve sağlıklı görünecektir.
Cildi sağlıklı tutmak için yapılması gerekenler
Cilt bakımıyla ilgili dikkat etmemiz gereken noktalar:
Günde 2 litre su içiniz.
Kalitesiz makyaj ürünleri kullanmayınız.
Sigara içmeyiniz.
Aşırı güneşlenmeyiniz.
Makyajınızı çıkarmadan yatmayınız.
Cildinizi hergün nemlendiriniz.
Her hafta 1 peeling yapınız.
15 günde bir maske uygulayınız.
Sivilce ve komedonları bilinçsizce sıkmayınız.
Uzun süre klimalı ortamlarda bulunmayınız.
3 günde 1 eriyinceye kadar bir buz kalıbını cildinizde
gezdirerek dolaşımı hızlandırınız.
Ve bakılan bir cilt ile bakılmayan bir cilt arasındaki farkın ilerki yaşlarda daha çok
kendisini göstereceğini unutmayınız.
Güzel bir cilde sahip olmak için
Önce sağlıklı bir hayat sürmek gerekir.
Dengeli besleniniz.
Spor yapınız.
Düzenli uyuyunuz.
Alkol, kahve, çay ve sigaradan uzak durun,
Soğuk hava, rüzgar, kireçli su ve korunmasız güneşlenmekten kaçınınız.
Günde iki kez,sabah ve akşam cilt temizliği yapın ve bakım ürünlerinizi
kullanın. (Sabah temizliği: Gece boyunca biriken sebum ve atıklardan cildi
temizlemek için. Akşam temizliği: Makyaj artıklarından ve gün boyu cilt
üzerinde birikmiş olan kir ve tozlardan cildi temizlemek için yapılmalıdır.)
Cildin temizlenmesi
Yüz temizliği hem güzellik ve bakımın ilk adımı,
hem de hijyenik bir harekettir. Sağlıklı, ışıltılı ve taze bir
cilde sahip olmak için yüzü kirlerden, salgılardan ve
makyajdan arındırmak vazgeçilmez bir alışkanlık haline
gelmelidir. Yüz derisi oldukça ince ve hassastır.
Vücudunuza oranla çok daha çabuk bozulur ve yıpranır.
İyi bir temizlik, yaşınız ve cilt tipiniz ne olursa olsun cilt
güzelliğinizi korumak için ilk ve en önemli etaptır.
Zamanınız ne kadar kısıtlı olursa olsun, cildinize
ayıracağınız beş dakika ilerde size yıllar olarak geri dönecektir.
İhtiyacınıza uygun yapıda ve ambalajda pek çok
temizleyici ürün çeşidi vardır: Süt ve losyonlar, jeller,
yağlar, makyaj temizleyici mendiller gibi. Bu
temizleyicilerin büyük çoğunluğu içeriklerinde bulunan
pek çok aktif madde sayesinde cilt bakımı yapma
özelliklerine de sahiptir.
Cilt temizliği yapılırken dikkat edilecek noktalar
Cilt temizliğinin ilk adımı, temizleyici süt veya krem ile kirleri yumuşatıp yerinden
kopararak bir pamukla almaktır. Ardından temizleyicinin kalıntıları da bir tonik veya
losyonla silinerek temizlenir. Tonik veya losyonun sıkıştırıcı, nemlendirici ve ferahlatıcı
etkisiyle cilt rahatlayıp sonraki bakım malzemelerine hazırlanır.
Cildinizin türüne göre sabah ve akşam temizliği yapılmalıdır. Cilt türleri; karma/yağlı
ciltler, normal/karma ciltler; normal/kuru ciltler, kuru/hassas ciltler gibi genellenerek ayrılır.
Cilt temizliği iyi bir cilt bakımı için de çok önemlidir. Gözenekleri açılmış bir cilt
bakım ürünlerinin aktif maddelerinden daha iyi yararlanır.
Genel olarak cilt temizliği ve bakımı, akşamları süt ve tonikle; sabahları ise, suyla
kullanılan bir temizlik ürünü, tonik ve nemlendirici ile yapılmalıdır.
Su tercihiniz değilse, özellikle kuru ciltler için süt veya krem, yumuşak bir tonik ve
nemlendirici üçlüsü kullanılabilir.
Yaz aylarında yüzünüzü yıkayarak da cilt temizliği yapılabilir.
Kış aylarında ise, yüzünüzü yumuşak bir ürünle yıkayıp, gündüz kremi sürerek
dışlardaki soğuk ile içerdeki kuru sıcak havaya karşı korumalısınız.
Temizlikte kullanılan ürünler
Cildinizi korumak için kullandığınız temizleyici ürünler ve bakım kremleri piyasada
bol çeşitlidir. Bunlardan kendinize uygun olanları seçebilirsiniz.
1. Su: Su ile durulanabilen bir jel veya köpüklü krem kullanınız. Musluk suyu, çok
temiz de olsa, tek başına kir ve makyaj artıklarını çıkarmaya yeterli değildir.
Yüzünüzü durularken ılık su kullanınız; ılık su cilt ısınıza daha yakın olduğu için
temizleyicilerin yağ ve kirleri daha iyi eritmesine yardımcı olur. Yüzünüzü ılık su ile
iyice duruladıktan sonra soğuk su uygulayınız, böylece gözenekleriniz sıkılaşacak ve
cildinize canlılık gelecektir. Cildinizi temizledikten hemen sonra kurulayınız.
2. Sabun: Klasik sabunlar cildi kuruttukları için genellikle önerilmez. Kurumuş bir cilt
dayanıksızlaşır, tahriş ve çizgi oluşumuna meyilli bir hale gelir. Bu sebeple
sabunsuz temizleyicileri tercih ediniz.
3. Jel: Hafif yapıda oldukları için, özellikle karma ve yağlı ciltler için uygundur. Cildi
yıpratmadan ve kurutmadan derinlemesine temizlerler. Tüm yüzünüze küçük ve
dairesel hareketlerle uygulayınız.
4. Krem: Hassas ve kuru ciltlerin temizlenmesi için uygundur. Besleyici ve yumuşatıcı
aktifler içerdikleri için kıvamları koyudur. Aynı zamanda yatıştırıcı ve kızarıklık
önleyici olduklarından kuru ciltlere rahatlık sağlar.
5. Makyaj çıkarıcı su: Hiç makyaj yapmayanlar veya çok hafif yapanlar için idealdir.
Alkolsüz ve renksizdirler; yapıları çok hafiftir, her cilt tipine ve cildin pH oranına
uygundur. Durulama gerektirmeden bir pamuk ile yüze ve boyuna uygulamak yeterlidir.
6. Makyaj çıkarıcı süt: Yoğun makyajları cildi yıpratmadan çıkarmakta çok etkilidir.
Cilt tiplerine uygun değişik içeriklerde olanları vardır. Akıcı yapısı sayesinde
yumuşak bir temizlik sağlar. Yüz ve boynunuza bir pamukla veya parmak
uçlarınızla uygulayabilirsiniz. Sonrasında süt artıklarını temizlemek için tonik uygulayınız.
7. Makyaj çıkarıcı yağ: Yoğun ve suya dayanıklı makyaj yapanlar için uygundur.
Dayanıklılığı yüksek ve yağlı rujları, suya dayanıklı rimelleri tam anlamıyla çıkaran temizleyicilerdir.
8. Makyaj çıkarıcı mendiller: Hafif makyaj yapanlar ve zamanı az olanlar için
uygundur. Temizleyici ajanlarla nemlendirilmiş ve alkolsüz olan bu mendiller göz
dahil, yüz ve boyundaki makyajı hızla ve yumuşaklıkla çıkarır
9. Tonik: Bazı temizleyicilerden sonra cilde tonik uygulamak gerekir. Tonikler cilt
tiplerine göre farklı hazırlanmıştır. Temizleyici artıklarını alır, gözenekleri sıkılaştırır.
10. Derinlemesine temizlik: Normal, karma ve yağlı ciltler, haftada 1 ila 2 kez; hassas
ve kuru ciltler: 15 günde 1 kez peeling gibi derinlemesine temizlik sağlayan
ürünlerle temizlenmelidir.
11. Hazır ürünlere alternatif olarak, cilt temizliği ve bakımı yapmak için bütün
aktarlarda bulunan çeşitli bitkisel yağların karışımından aileye özel kremler de
yapılabilir. Bu kremler, hem daha az masraflı hem de doğal olduğu gibi ailenin tüm
bireyleri her türlü vücut bakımında kullanabilir.
Örnek 1: Vücut temizliği için peeling (deri üzerindeki ölü hücreleri temizleme)
yöntemi uygulanabilir. Bir kaşık mısır ununu bir kaşık yoğurtla iyice karıştırıp, el, yüz ve
ayaklarınıza sürün ve bir güzel ovun. Cildiniz, temizlenir ve yumuşar. Vücut temizliği için
de bu ürün kullanılabilir; ama en iyi yöntem geleneksel banyo âdetimizde yer alan kese yapmaktır.
Örnek 2: Buğday özü yağı lekeleri açar. Kayısı yağı hücre canlandırır, cildi besler.
Badem yağı yumuşatıcı, kırışık açıcıdır. Portakal yağı, hücre canlandırır, temizler, kan
dolaşımını sağlar. Lanolin suyu kolayca kendine çeker. Balmumu, kırışık açar, kreme yoğunluk verir.
Örnek 3: Gül suyu doğal ve iyi bir toniktir. Bazı bitki çayları, kekik suyu vb.
temizleyici ve tonik olarak kullanılmaktadır. Önemli olan size uygun ürünü deneyerek tespit etmektir.
Derinlemesine Cilt Bakımı Uygulaması
Yüzde problemlerinin giderilmesi ( Sivilce, akne, leke, tüy vb.)
Sivilce ve akne tedavisi:Akneli cildin görünümünü düzeltmek için ilk adım,
temizliktir. Yüzün, sabah ve akşam, sıkıştırıcı maddelerle zenginleştirilmiş, çok
hassas bir nötr sabunla yıkanması gerekli. Temizleyici seçiminde, cildin yağını
fazla almayacak bir malzeme olmasına özen göstermek çok önemli: Aksi
takdirde, tersine bir etki görülebilir ve yağ bezleri fazla yağ üretebilir. Cildin
aşırı temizlenmesinden kaynaklanan bir tür akne de vardır.
Tedavide genel kurallar:
1 - Cilt toniğiniz çok az alkol içermeli. Antiseptik ve ağrı dindirici maddelerle
zenginleştirilmiş olanları tercih ediniz.
2 - Koruyucu kremler içinde en uygun olanlar, cilde mat bir görünüm veren ve çabuk uçanlar.
3 - Temizlik maskeleri, cildi rahatlatan ve yağ üretimini azaltan A, E, F vitaminleri ve
atkuyruğu, lavanta, adaçayı, biberiye, mercanköşk gibi bitki özleri içermelidir.
4 - Bir estetisyenin belli sıklıkta uygulayacağı derinlemesine temizlik, cildin durumunu
kontrol altında tutmaya yardımcı olacaktır.
5 - Akneli cilde makyaj yaparken, özel hazırlanmış ürünler kullanmaya dikkat edilmelidir.
Örneğin, yağsız bir toz fondöteni kuru bir sünger yardımıyla uygulayabilirsiniz. Sivilcelerin
arttığı dönemlerde makyaj yapmamanız daha iyi olur.
6 - Tahrişe karşı önlem alınız: Cilt, genel olarak, havanın, çevrenin ya da kozmetiklerin etkisi
yüzünden tahriş olur. Aşındırıcı ürünler (peeling) başta olmak üzere, bazı maddelerin hatalı
kullanımı da cildi tahriş edebilir.
Gençlerin uyması gereken öneriler
Sabun kullanma alışkanlığını bırakmak gerekir. Sabunun kurutucu etkisi vardır
ve kurutması cildin dıştan gelen tehlikeli mikroplara karşı savunmasız kalmasına sebep olur.
Sabun yerine temizleme sütü ve toniği bu yaş grubu için en idealidir. Temizleme
sütleri üst deride ve bir alt katmanda birikmiş kirlerin, deri yolu ile atılmış
ifrazatların gidermesini sağlar. Tonik ise sütün kalıntılarını alır, gözeneklerin
tekrar büzülmesini ve derinin bir sonraki işleme (krem sürmeye) hazır ve emici olmasını sağlar.
Sabah ve akşam nemlendirici kullanılması önerilir. Derinin siyah nokta yapma
alışkanlığı varsa ve gözenekleri büyük ise gözenek sıkılaştırıcı kullanılması tavsiye edilir.
Haftada bir derin temizleme ve peeling yapılmalı. Böylece ciltte aşırı ölü hücre
ve kirin birikmesi engellenir, cilt nefes alır. Eğer cilt aşırı yağlı ise haftada iki
defa peeling yapılması önerilir.
Akneli ve sivilceli deriler tedavi edilmelidir. Öncelikle sivilcelenmenin gerçek
sebebi tespit edilmeli ve tedavi buna göre yapılmalıdır. Çoğunlukla ana sebepler
cildin mikrop alması, yanlış beslenme, hormonal dengesizlikler, yemek alerjisi,
güneş alerjisi, ciltteki faydalı vitaminlerinin eksilmesi ve strestir. Bu sebepler
çoğunlukla kombine halinde veya tek başına olabilir, ama genelde bazıları
direkt sebep iken diğerleri uyarıcıdır.
Akne ve sivilce erkeklerde de aynı sebeplere bağlı olarak oluşur.
Deri ufak tefek sorunlar (örneğin sivilce, siyah nokta veya yağlanma) yapıyorsa
el sürmemeye özen gösterilmeli. Unutulmaması gerekir ki bu yaşlarda derinize
yapılabilecek doğru veya yanlış tedaviler ileride cildinizi pürüzsüz ve canlı
kalmasının başlıca temelidir. Sürekli siyah nokta ve sivilce sıkılmaya gidilir ve
üzerine kapatıcı malzeme kullanılır. Bu işlem derinin yıpranmasına sebep olur.
Siyah noktalar bile çok özel maskeler ile tahriş yaratmadan temizlenebilir.
Sıkma metodu ile hücrenin yapısı tekrar düzelmeyecek şekilde bozulabilir ve
ileride lekeli ve açık gözenekli kalmasına sebep olur. Özellikle bu tür sorunlar
sıkma metodu ile tedavi edildiğinde güneşin ve kimyasal değişimlere maruz
kalması ile deride pigment ve leke atar ve lekeler kalıcılaşır.
Beslenme dışardan yapılan tedaviler kadar önemlidir. Belirli vitamin, mineral
ve oligo elementlerle takviye şarttır. Bu iş için hem iyi bir diyet, hem de bitkisel
olarak hazırlanmış ilaçlar kullanılması tavsiye edilir.
Yağlı derilerde genelde riboflavin b2 vitaminin eksikliği ile meydana gelebilir.
Onun için bol bol süt tüketilmeli, karaciğer kullanılmalıdır. Ayrıca kimi
durumlarda hayvansal gıda alerji etkisi yaratabilir. Bu tespit edilirse, en az 1 ay
kırmızı et yenilmemeli.
Sokağa çıkıldığında nemlendirici kullanmak gerekir. Zira bugünün hava şartları
koruyucu malzemelerin kullanılmasını gerektirmektedir. (Kir, sigara, egsoz
dumanı vs.) Sabah akşam yüzü temizlemek şarttır. Genç kızlarda yanlış ve ucuz
kozmetik ürünleri bu tür sorunların oluşmasına yol açmaktadır.
Her gün organizmayı temizleme özelliği taşıyan bir bitki çayı içmek cildinize
faydalı olacaktır. Özellikle ıhlamur ve rezene içeren çaylar yaralıdır.
10 DAKİKALIK BİR BUHAR BANYOSU Haftada 1 kez, buhar banyosu
hazırlayınız: Gözeneklerin genişlemesini sağlayacağından, siyah noktalardan
kurtulmanız kolaylaşacaktır. Başınızın üzerine bir havlu örterek, yarıya kadar
kaynar su doldurduğunuz bir tencerenin üzerine eğiliniz. 10 dakika sonra,
yüzünüzü kurulayınız ve siyah noktaları sıkın. Bu işlemi yaparken, ellerinizin
temiz olmasına dikkat edinız. Parmak uçlarınıza sargı bezi sarıp noktaları
sıkabilirsiniz. Ama sıkmakta zorlanırsanız fazla üstelemeyiniz. Cildiniz
tamamen kuruduğunda tekrar buhara tutunuz. İşlem sona erdiğinde yüzünüzü
bir tonikle dezenfekte edin.
KIZLAR İÇİN BAKIM
Pudra ve allıktan uzak durun, cildi çabuk sivilcelenenler makyaj
yapmaktan vazgeçmeli. Bu dönemde rimel ve ruj yeterli olur. Herşeyden
önce, hijyenik sebeplerle allık ve pudra kullanmaktan vazgeçmelidir. Zaten
aşırı salgılanan yağ ile dolmuş gözenekler, makyaj malzemeleri
kullanılınca iyice tıkanır. Makyaj, kusurları gizlemek yerine çoğu kez daha da belirginleştirir.
Akne ve aşırı kıllanma: Herhangi bir sebeple “erkeklik hormonlarının” salgısı
arttığında kana daha fazla hormon geçer ve kıl köklerine daha fazla hormon
ulaşır. Fazladan ulaşan bu hormon kadınlarda erkek tipi kıl bölgelerinde kıl
üretiminin artmasına sebep olur ve hormon üretiminin derecesine göre hafif
veya şiddetli tüylenme ve sivilcelenme belirtileri ortaya çıkar. Bu tür sorunlarda
uzman bir hekime başvurulması gerekir.
Normal olan ve vücudunuzdaki istenmeyen tüyleri temizlemek için ağda, tüy
dökücü kremler, epilasyon gibi bilinen yöntemler kullanılır.
Yüzdeki fazla tüyler ve kaş dizaynı için önce bir uzmandan yardım alınız. Daha
sonra kendi kaşınızı yüz şeklinize göre cımbızla alarak şekillendirebilirsiniz.
ERKEKLER İÇİN BAKIM
Hijyene daha fazla özen gösterilmelidir. Ergenlik çağındaki erkekler,
katıldıkları sportif faaliyetlerin yoğunluğu yüzünden, yaşıtları olan kızlardan
daha fazla terlerler. Bu bakımdan, hijyene özel bir önem vermeleri şarttır.
Terlemenin ardından yüzün mutlaka yıkanması ve akneye karşı dezenfektan
uygulanması gereklidir.
Erkeklere özel kozmetikler: Bazı ilaç firmaları, akne tedavisi ilaçlarında, kızlar
ve erkekler için ayrı formüller uyguluyor. Genç kızlara uygun olan ilaçlar daha
hafiftir.Erkeklerin kendileri için hazırlanmış formülleri kullanmaları daha iyi
sonuç vermektedir.
Sık sık tıraş olunuz. Sakal uzamaya başladığında, kıllar, akne iltihabının
artmasına sebep olabiliyor. Bu yüzden sık sık tıraş olmak gereklidir.
Tıraş sonrası bakım: Kullandığınız after shave parfüm içermemeli. Akneli cilt,
after shavelerin içerdiği alkole karşı oldukça duyarlıdır. Akne kremlerinde az
miktarda bulunan alkol, cildin pul pul dökülmesine ve kurumaya yol açabilir.
En iyisi alkolsüz tonikleri tercih etmektir.
Ciltteki lekeler: Cildimizde çeşitli sebeplerle kahverengi lekeler oluşur; bunlar
çoğunlukla iyi huyludur ancak yüz, dekolte bölgesi veya kollar gibi açık
bölgelere yerleştiğinde sağlık sorunu haricinde estetik kaygılar da uyandırır.
Çil ve yaş lekeleri sürekli bakım ve tedavi gerektirir. Tedaviye son verilirse
lekeler veya çiller tekrar ortaya çıkar. Bazı çil ve cilt lekeleri dahili
düzensizliklere bağlıdır. Örneğin karaciğer bozuklukları, hormonal veya
metabolizmanın çalışmasına bağlı bazı düzensizlikler, tiroid bezinin fazla
çalışması gibi. Eğer bu tür bir rahatsızlıktan şüpheleniyorsanız tedaviye içten
başlamanız gerekir. Bu durumlarda uzman hekime başvurulmalıdır.
5.2.Makyaj Yapılması
Makyaj günlük hayatın ve iş hayatının bir parçasıdır. Bakımlı olmanın bir diğer
göstergesi uygun zamanda ve yerinde yapılmış makyajdır. Gece makyajı, günlük iş makyajı
farklı olmalıdır. İş yerinde abartılı makyaj hoş olmaz.
5.2.1. Yüzün Makyaj İçin Hazırlanması
Bir önceki konuda ele aldığımız cildin temizlenmesi bölümündeki kurallar dahilinde
cilt temizliği yapılır ve uygun nemlendirici ile yüz nemlendirilir. Kirli, temizlenmemiş yüze
makyaj yapılması yanlış olur. Cildin üzerindeki kirli tabaka gözeneklere itilir ve sivilce ve
siyah noktalara zemin hazırlanmış olur.
Makyaj için kaliteli malzemeler kullanılmalı ve malzemeler iyi korunmalıdır.
Bayatlamış ve kalitesiz ürünler ciltte problem yaratır.
Makyaj boyanmak değildir, yüzdeki güzellikleri ortaya çıkarmak ve kusurları
kapatmaktır. Makyajın vazgeçilmez beşlisi, fondöten, pudra, allık, ruj ve rimeldir.
Kendinize yakışan renkleri deneyerek bulabilirsiniz. Fakat bir uzmandan bu konuda yardım
alınması daha doğru olur. Bu malzemelerin doğru uygulama tekniklerinin bilinmesi ve renk
seçimine dikkat edilmesi gerekir.
5.2.2. Bayanlar İçin İşin Özelliğine Uygun Makyaj Yapımı
Önceliklerde orta öğretim kurumlarındaki öğrencilerin makyaj yapmalarının
yönetmeliklere aykırı olduğunu belirtelim. Verilen bilgiler size iş hayatınızda yardımcı
olacaktır. Zaten genç kızlarımızın doğal güzelliklerini makyaj bozabilir.
Saça şekil verilmesi konusunda belirttiğimiz gibi, devlet dairelerinde çalışanlar
abartısız ve sadece bakımlı olduklarını gösterecek ölçüde makyaj yapmalıdırlar.
Bunun dışında biraz daha makyajlı olmayı gerektiren bir işte çalışıyorsanız makyaj
malzemelerini doğru ve kullanmayı bilmelisiniz. Örneğin, Bir otelin resepsiyon bölümünde
çalışanların görünümü otelin prestijini belirler. Çalışanların saç, kıyafet ve makyajları özenli
uygulanmış olmalıdır. Bu tür işletmeler personeline kendi birimleri içinde kuaförlük ve cilt
bakım hizmetlerini verebilirler.
Mutfakta çalışanların makyaj yapmamaları gerekir. Servis elemanları yine ölçülü ve
abartısız makyaj yapmalılar. Sekreterlik, hosteslik gibi meslekler bakımlı olmayı gerektirir.
Çalışan personel çalıştıkları kurumu görünümleri ve davranışlarıyla temsil ederler.
Günümüzde ünlü mankenlerin ve sanatçıların yüzündeki makyajı incelediğimizde,
sanki yüzünde yok gibi ve doğal görünüm sergileyen renk ve tonlamanın yapıldığını
görebilirsiniz. Bu konudada uzmanlardan yardım veya kısa süreli bir kurs alınması yararlı olacaktır.
Kötü boyanmış bir yüzün ne kadar basit ve itici göründüğüne şahit olmuşsunuzdur!
Doğru makyaj yapılmasında, gidilecek yer, saat (gündüz makyajı, gece daveti olması),
giyilen kıyafet, teninize ve saç renginize yakışan renklerin seçilmesi önemlidir.
Makyaj yaparken kullanılan ürünler
FONDÖTEN: Uzmanların belirttiğine göre, fondöten, mutlaka temiz ve
nemlendirilmiş cilde, nemli bir süngerle sürülmeli. Sünger her kullanıştan sonra yıkanmalı ve
kurutulmalıdır. Fondöten aydınlık bir yerde sürülmeli, gündüz makyajı gün ışığında, gece
makyajı da iyi aydınlatılmış bir yerde yapılmalıdır. Saç dipleri ile yüzün birleştiği yerde renk
farklılığı olmamalıdır. Fondöten bu bölgelerde küçük dokunuşlarla iyice yayılmalıdır. Seçilen
fondöten ten rengine uygun olmalı ve ince tabaka halinde sürülmelidir.
PUDRA: Fondöten üzerine sürülecek pudranın şeffaf olması gerektiğini vurgulayan
uzmanlar, eğer tek başına kullanılacaksa, ten rengine uygun olması ve büyük pudra fırçası ile
ince tabaka halinde sürülmesi gerektiğini söylüyorlar.
GÖZ: Uzmanlar, toz farların, kullanımı ve dayanıklılık açısından daha iyi olduğunu belirterek, sık sık temizlenen
süngerli çubuk veya yumuşak fırçalarla sürülmesi gerektiğini kaydediyorlar. Gözlerin renginde far sürmenin her zaman çok
iyi netice vermediğini ifade eden uzmanlar, kişinin, yakışacak rengi deneyerek bulması gerektiğini vurguluyorlar.
Gözlerinizi daha büyük göstermek için,kirpik diplerine siyah veya kahverengi göz kalemi ile ince hat çekmeli, göz ucundan da biraz taşırmalısınız.
Alt kirpiklerin diplerine de ince hat çekmeli, ancak bir pamuklu çubukla hattın keskinliğini
dağıtmalısınız. Gözleriniz birbirine yakın ise gözün şakak tarafındaki ucunu daha koyu renk
bir far ile belirginleştirmelisiniz. Gözleriniz birbirinden çok ayrık ise göz pınarının üstünü
kaşa kadar koyuca ton bir far ile gölgelemelisiniz.
MASKARA: Siyah veya koyu kahverengi maskara sürerek gözlerin daha büyük ve anlamlı
gösterilebileceğini belirten uzmanlar, maskara sürerken başı hafifçe kaldırıp aynaya bu şekilde
bakarken boyamanın, göz çevresine bulaştırmamak açısından iyi bir teknik olduğunu söylüyorlar.
ALLIK: Uzmanlar, allık fırçasının yumuşak ve uzun tüylü olması, sık sık yıkanması gerektiğini de
ifade ederek, “Allığın rengi ten rengine uygun olarak pembemsi veya toprak tonlarında
olmalıdır. Allık, asla bir leke gibi durmamalı, çok hafif kullanılmalı, fırça bastırılmadan
hafifçe değdirilerek sürülmelidir. Gece makyajında kullanılan allık biraz daha koyu olabilir.
Ancak çok iyi dağıtılmalıdır. Yuvarlak bir yüzü daha ince göstermek için allığı, elmacık
kemiklerinin altından şakaklara doğru ve şakaklara sürmelisiniz. Köşeli bir yüzde, elmacık
kemiklerinin üzerine ve çenenin alt - yan sınırına allık sürülürse yüzde daha yumuşak bir
ifade sağlanabilir. Yazın yüzünüz güneşten bronzlaştığında her zaman kullandığınızdan daha
koyu bir allıkla yüzünüze ışıltı katmalısınız.” diyorlar. (Gülümseyin ve allığı yanağınızın en
yüksek noktasına sürün, görünümde bütünlük sağlamak için, fırçanızı burun ucu, çene ve
alnınıza da hafifçe dokundurun.)
DUDAK: Dudak makyajında şeklin çok önemli olduğunu vurgulayan uzmanlar şunları
kaydediyor: “Dudaklar ince ise fondötenlenen dudakların bitimine kemik rengi bir kalemle
ince bir çerçeve çizilir ve parmak uçlarıyla iyice dağıtarak hattın keskinliği azaltılır. Daha
sonra dudak kalemi ile çerçeve çizilir ve içi uygun renk ruj ile boyanır. Açık renk rujlar
dudağı daha dolgun gösterir. Kalın dudaklar, koyu renkli rujla daha ince gösterilebilir.”
Makyaj yaparken izlenecek yol
1 Temizlenmiş cilde iyi cins bir nemlendirici uygulanır.
2 Avucunuza 2-3 damla alınız ve ıslak süngerle göz kapağı dahil yediriniz.
3 Sıvı veya krem allık kullanınız ve yayınız.
4 Kaşlara form veriniz tarayınız, gerekirse doldurunuz.
5 Göz far çalışmanızı hafif ve uyumlu şekilde uygulayınız.
6 Kalem, gerekirse eyeliner uygulamanızı yapınız.
7 Rimel, kirpiklerinizi, doğal bir görünüm kazanacak şekilde maskaralayınız.
8 Dudaklar dudaklarınızı kalemle şekillendiriniz, içlerini doldurunuz ancak uyumlu
olmasına özen gösteriniz.
9 Gerekirse pudra uygulaması yapınız.
10 Fazlalıkları kalın fırça ile alınız.
11.Göz farı-allık-ruj renklemesi birbirini tamamlayan tonlar ve size ait bir
kombinasyon olmalıdır.
6. FORMDA KALMAK
Formda kalmak, optimal sağlık ve iyi olma duygusudur. Çok basit anlamda
sağlığımızın en üst düzeyde olduğu durumudur. Sadece fiziksel değil, ruhsal ve zihinsel
sağlığı da ifade etmektedir.
Özellikle hizmet sektöründe ve müşteri ile birebir ilişki içinde olunan mesleklerde
vücut formunu korumak daha ön plandadır.( Örneğin, konaklama tesislerinin, servis, halkla
ilişkiler, ön büro, animasyon, mini clup gibi departmanlarında çalışan personel,ile büro
sekreterleri, konu mankenleri, hostesler,)
6.1. Formda Kalmanın Önemi
Hayat kalitemizi yükseltmek ve fiziksel,ruhsal ve zihinsel açıdan daha mutlu bireyler
olmamız için formda kalmak birinci derecede önem taşır.
Bireyler formda olduğunda günlük yaşamdaki duygusal ve beyinsel değişikliklere
pozitif bir bakış açısıyla yaklaşacaklarından sorunları daha kolay çözerler.(Formda kalmak,
şeker, kalp, kanser gibi ciddi hastalıklara karşı yakalanma risklerini düşürür.) Kendini iyi
hissetme şansına sahip olun bireylerin çalışma süresince güç ve dayanıklılığının devamı
sağlanır, yüksek kalitede ve belki de uzun bir yaşam için iyi bir şans yakalamış olurlar.
Aşırı kilolar sebebiyle hareketlerimizin kısıtlandığını biliyoruz. Yine aşırı zayıf
olmamızda çalışırken daha çabuk yorulmamıza ve gerekli iş performansı sağlayamamamıza
sebep olur. Beslenmemize dikkat ederek formu korumak yapılması gereken en doğru davranıştır.
Beslenmede en önemli kural öğün düzenidir. Sağlıklı bireyler günde 3 ana öğün
(kahvaltı, öğle ve akşam) ve en az 2 ara öğün yapmalıdırlar. Öğün atlamak, eksik yemek
sağlığı tehdit edici olabilmektedir. Öğün atlamadan ve ihtiyacımız olanı kadar yemek yiyerek
formumuzu korumak gerekir.
Sağlıklı kalmak için, düzenli spor yapmak, sigaradan uzak durmak, stresten kaçınmak
ve ideal kilonuzu korumak çok önemlidir.
6.2. Formu Korumak İçin Yapılması Gerekenler
Formu korumak için aşağıdaki konulara öncelik vermek doğru bir davranış olacaktır.
Formu korumak için öncelikle ideal ve sağlıklı olduğumuz kiloyu
bilmeliyiz.çünkü önemli olan bu kilonun korunmasıdır.
Günlük harcanılması gereken kalori miktarı iyi tespit edilmelidir.(günlük kalori
ihtiyacı bayan ve erkekte farklı olduğu gibi çalışılan işin niteliğine göre de farklılık gösterir.)
Doğru beslenme yöntemleri tespit edilmelidir.
Sağlıklı beslenmeye elverişli besin grupları ve tüketilişleri hakkında bilgi sahibi olunmalıdır.
Sayılan bu hususların yanı sıra aşağıdaki önlemleri almak personelin formunu
koruması açısından önemlidir.
Gün içerisindeki çalışmalarınızda vücut hareketlerinizi bilinçli yapın(örneğin,
asansör yerine merdiven kullanın, karın kaslarınızı sıkıp gevşeterek çalıştırın,
dik durun ve tempolu yürüyün, usulüne uygun eğilin, uzanın, vb.)
Lifli yiyecekleri daha çok tüketmeye gayret ediniz.
Bol su içmeye özen gösterin (bol su içmek hem boşaltım sisteminizi çalıştırır
hem de ter ve toksin atmanıza yardımcı olur..
Alkol kullanmayınız.
Sigara kullanmayın ız.
Stresten uzak durunuz.
Vücuttan atılması zor olan, şişkinliğe sebep olacak içecekler kullanmayın.
Düzenli olarak spor yapınız.( Çalışma şartlarınızı olumsuz etkilemeyecek spor dallarını seçiniz)
6.2.1.Boy/Kilo Dengesi
Her insanın vücut yapısı farklı olduğundan, ideal kilo hakkında kesin önerilerde
bulunmak doğru olmaz.
Ancak kilonuzun boyunuza uygun olup olmadığı konusunda bir fikir sahibi
olabilirsiniz. Vücut Kütle İndeksi (VKİ) adı verilen bir ölçüm tablosuna göre, kilonuzun
sağlıklı aralıkta bulunup bulunmadığını öğrenmek mümkün. Bunun için kilonuzu boyunuzun
santim cinsinden karesine bölüyorsunuz. Elde ettiğiniz değer sizin Vücut Kütle İndeksi (VKİ
)değeriniz oluyor. 20-40 arasında ifade edilen bu değere göre az kilolu veya obez olup
olmadığınızı öğrenebiliyorsunuz.
Vücut kitle indeksi: VKİ hesaplanması
Kilonuzu boyunuzla eşleştirdiğiniz noktada bulduğunuz VKİ değeri eğer,
20'nin altında ise: Biraz kilo almanız sizin için yararlıdır.
20 - 25 arasında ise: Kilonuz sağlıklı aralıktadır.
25-30 arasında ise: Aşırı kilolu kategorisindesiniz. Biraz kilo vermeniz sağlığınız
için yararlı olacaktır.
30 - 40 arasında ise: Obez kategorisindesiniz. Kilo vermek için bir diyetisyene
başvurmanız gerekiyor.
VKİ ölçümünüzü yaptıktan sonra ideal kiloya sahip olup olmadığınız hakkında bir fikir sahibi oldunuz.
6.2.2.Sağlıklı Beslenme
Sağlıklı yaşamanın temel kuralı yeterli ve dengeli beslenmedir. Vücudun ihtiyacı olan
besin öğelerinin her birinden vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gereken
miktarlarda tüketilmesi ve vücutta uygun biçimde kullanılması yeterli ve dengeli beslenme
olarak tanımlanır. Yeterli ve dengeli beslenmek için bireylerin enerji ve besin gereksinmeleri
yaş, cinsiyet ve özel durumlara bağlı olarak farklılık gösterir.
Sağlıklı beslenmek ve sağlıklı kilo vermek için her besin grubundan günlük ihtiyacı
karşılayacak miktarda alınması şarttır. İhtiyacımız olan günlük enerjinin fazlasını vücudumuz
yağ dokusu olarak depolar ve kilo almaya başlarız.
Öncelikle çalışma şartlarınızı göz önünde tutarak,
Sağlıklı bir beslenme programı ve planı yapmakla işe başlayınız
Besin piramidini doğru kullanın
Diyet yapacağınız durumlarda diyetisyeninizden tavsiye alınız.
Alışveriş yaparken yiyeceklerin etiketlerini dikkatli okuyunuz.
Yağlı besinleri azaltın
6.2.3. Spor ve Egzersiz
Formda kalmak için yapılacak diğer bir etkinlik ise spor ve egzersiz yapmaktır. Egzersiz yapmak bir
hayat biçimi olmalıdır. Düzenli bir şekilde egzersiz yapan bireylerin hayat enerjileri artar kendilerini daha
iyi hisseder ve birey günlük hayatını programlarken temel gereksinimleri arasında egzersize de yer açmış
olmalıdır. Ancak yapılacak spor ve egzersizlerin düzenli bir şekilde yapılması ve çalışma saatlerinden
önce değil sonra yapılmasında yarar vardır. Daha önceden hiç egzersiz yapmamış bir kişi hareketli
hayata geçerken sorun yaşayabilir, ancak bu geçiş döneminin ardından kendi bedenindeki değişiklikleri
ve bunun önemini kavrayarak egzersizi hayatının bir parçası haline getirecektir.
Düzenli egzersiz yapmak kas gücü ve bedensel esnekliğin yanı sıra kalp damar sistemini güçlendirerek
dayanıklılığı da arttırır.
Düzenli egzersiz akıl ve ruh sağlığı açısından da faydalıdır. Düzenli egzersizle kişi
gerilimini azaltabilir, günlük baskılardan uzaklaşabilir ve zihnini zinde tutabilir.
İdeal tartıya ulaşmak veya sabit tutmak için de egzersizden faydalanılabilir. Koşmak,
yüzmek, tenis oynamak, bisiklete binmek, basketbol, voleybol, futbol, handbol gibi sporlar
bedensel çalışmanın yoğun olduğu sporlardandır.
Egzersiz yapmak için zaman ya da başka koşullar sebebiyle imkan olmadığı
düşünüldüğünde, gün içindeki zorunlu hareket egzersize dönüştürülebilir. Özel araç yerine
toplu taşıtları tercih etmek, gidilecek yere varmadan bir kaç durak önce inip yola hedefe kadar
hızlı bir yürüyüş eklemek, asansöre binmek yerine merdivenleri kullanmak, dans etmek hatta
hızlı yürüyüşle alışveriş yapmak dahi hafif formda egzersiz yerine geçebilir.
Belli bir program dahilinde ve profesyonel yardım almadan egzersiz yapılacaksa
bilinmesi gereken bazı kurallar vardır. Daha önce hiç egzersiz yapmamış olanlar gün aşırı 10
dakika gibi sürelerle başlamalı ve bunu zaman içinde en az 30 dakika olacak şekilde
arttırmalıdırlar. Egzersiz öncesinde yumuşak ve yavaş hareketlerle gererek kaslar ısıtılmalıdır.
Ani hareketler ve aşırı yüklenme özellikle daha önceden alışık olmayan bireylerde spor
yaralanmalarına sebep olabilir. Bilinçsizce yapılan aşırı egzersiz ise sağlık için hareketsizlik kadar zararlıdır.
Bilinen bir kronik hastalığı olanlar, egzersiz programlarına başlamadan önce
kendilerini izlemekte olan hekime başvurmalıdırlar. Egzersizle birlikte gelen şiddetli göğüs
ağrısı ve nefes darlığının kalp hastalığı belirtisi olabileceği bilinmelidir. Açık havada
yapılacak sporlar için hava kirliliğinin yoğun olmadığı ortamları seçmek dikkat edilmesi
gereken bir diğer önemli noktadır.
Bedenimiz varolma aracımızdır. Egzersiz sırasında olduğu kadar gündelik yaşamımız
sırasında da onu yanlış hareketle gelecek zararlardan korumamız gerekir. Uzun süre aynı
şekilde durarak çalışmak zorunda kalındığında zaman zaman çalışmaya ara vererek gezinmek,
oturuluyorsa kalkıp dolaşmak, kas yorgunluğunu azaltır. Ağır bir şey kaldırırken belden öne
eğilmek yerine, çömelerek ağırlığı bedenin değişik bölümlerine paylaştırmak, belimizi
korumak açısından önemlidir. Araçsız ve özel bir teknik kullanmadan yetişkin bir kadının
kaldıracağı yük 15 kg.'ı, yetişkin bir erkeğin kaldıracağı yük ise 25 kg.'ı geçmemelidir.
Kullanılan ayakkabı, doğal bel kavsini destekler nitelikte hafif topuklu olmalıdır. Uzun süre
oturularak yapılan işlerde oturulan koltuk ya da sandalye bel boşluğunu desteklemelidir.
Ayakları dayamak için yükseltici basamak bulunmalıdır. Çalışılan masalar, tezgahlar
ergonomik yükseklikte olmalıdır.
Egzersiz örnekleri
Formunuzu Korumak İçin:
Mümkün olduğunca çok hareket ediniz; günde en az yarım saat yürüyünüz,,
asansör yerine merdivenleri tercih ediniz.
Duşla soğuk su masajı uygulayın: dolaşımı hızlandırır, hücre içi yenilenmeyi
hareketlendirir ve yağ eliminasyonunu hızlandırır.
Çok su içiniz; vücudunuza nem sağlar ve dayanıklılığını artırır.
Bol bol derin nefes alınız, stresi yok eder, sakinleştirir, yanma işlemini
hızlandırır ve zehirli maddelerin atılmasını kolaylaştırır.
Doğru, düzenli ve dengeli besleniniz.
Jogging: Bacak, karın kaslarını çalıştırır.
Yüzme: Vücuttaki hemen hemen tüm kasları çalıştıran komple bir spordur. 40
dakikalık bir yüzme seansı (kulaç atarak) kolayca netice almanıza yardımcı
olacaktır. Kalça ve bacakların sıkılaştırılmasını sağlar.
Su jimnastiği: Suyun içinde yapılan hareketler kasları kuvvetlendirirken, su
masajı da gerçekleşmiş olur.
Bisiklet: Spor salonunda veya açık havada, bacakları sıkılaştırır ve kaslandırır.
Alt karın kaslarını çalıştırır.
Karate: Bacak ve karın kaslarını çok çalıştırır. Haftada 2 seansla çok çabuk
netice almak mümkündür.
Defans teknikleri: Özellikle karate, dümdüz bir karın için idealdir.
Tırmanma: Karın kaslarını tam anlamıyla çalıştıran bir spordur.
Paten: Eğlence ve egzersizin birleştiği bir spor, tüm alt grup kasları çalışır ve kalça kaslanır.
Ofis Egzersizleri 1
Ayakta Bacak Hareketleri
Ayakta Kalça Esnetme: Karnınız içerde, sırtınız dik olarak ayakta durun.
Bacağınızı, kalçanızla aynı hizaya gelinceye kadar yukarı kaldırın. 2 saniye
pozisyonu koruyup hareketi diğer taraftan tekrarlayınız
Bacak Kaldırma: Karnınız içerde, sırtınız dik olarak ayakta durun. Sol
bacağınızı yerden 10-15 cm yükselecek kadar yan tarafa açarak kaldırın. 2
saniye pozisyonu koruyup, hareketi diğer taraftan tekrarlayın.
Kol Hareketleri
Kol Kaldırma: Karnınız içerde, sırtınız dik olarak sandalyede oturunuz. Su
şişesini sağ elinize alın ve kolunuzu omuz seviyesine kadar kaldırın. 2 saniye
pozisyonu koruyup, hareketi diğer taraftan tekrarlayınız.
Kol Uzatma: Dirseğiniz bükülü olarak su şişesini sağ elinizde tutun ve
başınızın yukarısına doğru olabildiğince uzatın. Hareketi diğer taraftan tekrarlayın.
Pazu: Su şişesini sağ elinize alınız ve sırtınızı dik, karnınızı içerde tutarak şişeyi
omuzunuza yaklaştırınız. Hareketi diğer taraftan tekrarlayınız.
Karın Hareketleri Açılma: Sandalyenin ucuna oturup kollarınızı ileri doğru
uzatınız. Sırtınızı dik tutarak, karın kaslarınızı kasınız ve yavaşça gövdenizi
sandalyenin arkalığına doğru yaklaştırınız. 2-3 saniye pozisyonu koruyup, hareketi tekrarlayın.
Kapanma: Dik oturup, kollarınızı göğsünüzün üzerinde çapraz olarak
kavuşturun. Karın kaslarınızı kasıp karnınızı içeri çekerek, omuzlarınızı
kalçalarınıza doğru alçaltınız. 2 saniye pozisyonu koruyup hareketi tekrarlayınız.
KAYNAK:www.megep.meb.gov.tr